OBA:
(Tür.)
Er. 1. Çadırlarda yaşayan göçebe ailelerin meydana getirdiği
topluluk. 2. Genellikle bölmeli göçebe cadın. 3. Yabancı. 4. Zeka ya
da yetenekleri olağanüstü işler başaracak kadar üstün olan
kimse, dahi. 5. Ova.
OBUZ:
(Tür.)
Er. 1. Su kaynağı. 2. Akarsulardan oluşan küçük derecik. 3.
İki derenin birleştiği dar yer. 4. Karların erimesiyle
oluşan ufak dere.
ODHAN:
(Tür.)
Er. - Atak, hareketli ve canlı lider.
ODKAN:
(Tür.)
Er. 1. Canlı, coşkulu kimse. 2. Ateş kanlı. 3. Atak.
Delidolu
ODMAN:
(Tür.)
Er. - Ateş gibi canlı, coşkulu, hareketli kimse.
OFLAS:
(Tür.)
Er. - (bkz. Oflaz).
OFLAZ:
(Tür.).
1. İyi, güzel, eksiksiz, tam. 2. Gürbüz, yakışıklı,
güzel giyinen. 3. Becerikli. 4. Eflatun rengi. 5. İşe yarar uygun. 6.
Cesur kabadayı. - Erkek ve kadın adı olarak
kullanılır.
OFLAZER: (Tür.) Er. - Oflaz er. Gürbüz, becerikli, eksiksiz, yiğit.
OGAN: (Tür.). - (bkz. Okan).
OGANER:
(Tür.)
Er. - Oğan er.
OGÜN:
(Tür.).
- Anımsanan belirli bir günde doğan. - Erkek ve kadın adı
olarak kullanılır.
OĞANER: (Tür.) Er. - Oğan er.
OĞANSOY: (Tür.) Er. - Oğan soy.
OĞUÇ: (Tür.) Er. 1. Oymak. Hısım, akraba. 2. Bereket.
OĞUR: (Tür.) Er. 1. Uğur. 2. Samimi, içten dost. 3. Bir şey yapabilmek
için ele geçen zaman ya da elverişli durum.
OĞURALP: (Tür.) Er. - Samimi, içten yiğit.
OĞURATA: (Tür.) Er. - Uğurlu ata.
OĞUŞ: (Tür.) Er. - Erkek çocuk.
OĞUZ: (Tür.) Er. 1. Mübarek, saf ve iyi yaratılışlı. 2. Genç,
sağlam, güçlü. 3. Anlayışı kıt, bön. 4. Köylü. Tosun.
5. Türk efsanelerinde geçen büyük bir kahraman. Büyük bir Türk boyu.
OĞUZALP: (Tür.) Er. - Oğuz boyundan, yiğit, savaşçı.
OĞUZATA: (Tür.) Er. 1. Oğuz'a mensup, güçlü yiğit baba. 2. Oğuz
kahramanı.
OĞUZBALA: (Tür.) Er. 1. Oğuz çocuğu. 2. Yiğit gürbüz çocuk.
OĞUZBAY:
(Tür.) Er. -
Oğuz bay.
OĞUZCAN:
(Tür.) Er. -
Oğuz can.
OĞUZER:
(Tür.) Er. -
Oğuz er.
OĞUZHAN:
(Tür.) Er. 1.
Yiğit han, hakan. 2. Oğuz boylarının efsanevi
kahramanı.
OĞUZKAN: (Tür.) Er. - Damarlarında Oğuz kanı taşıyan.
OĞUZMAN: (Tür.) Er. - Güçlü, sağlam, iyi yürekli, dost kimse.
OĞUZTAN: (Tür.) Er. - Görkemli, aydınlık.
OĞUZTÜZÜN: (Tür.) Er. 1. Sağlam, yiğit. 2. Yumuşak huylu, sakin.
OKAN:
(Tür.)
Er. 1. Anlayışlı. Anlama, öğrenme. 2. Tanrı,
oğuz.
OKANALP: (Tür.) Er. 1.
Anlayışlı yiğit. 2. Tanrısal gücü olan yiğit.
OKANAY:
(Tür.)
Er. - Okan ay.
OKANDAN: (Tür.) Er. - Tanrı'dan gelen, Tanrı'nın verdiği.
OKANER:
(Tür.)
Er. - (bkz. Okanalp).
OKATAN:
(Tür.)
Er. - Ok atan.
OKATAY:
(Tür.)
Er. - Ok atay.
OKAY:
(Tür.).
1. Baht, talih, şans. 2. Bahtlı, talihli. 3. Beğenme. 4. Satürn
gezegeni. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
OKBAŞ: (Tür.) Er. - Ok baş.
OKBOĞA: (Tür.) Er. - Hızlı ve boğa gibi güçlü.
OKBUDUN: (Tür.) Er. - Birlik içinde olan. Dürüst soya mensup.
OKCAN:
(Tür.)
Er. - Canlı, hareketli canı tez.
OKÇUN:
(Tür.)
Er. - Uzak, öte, uzakta bulunan.
OKDAĞ: (Tür.) Er. - Ok dağ.
OKDEMİR: (Tür.) Er. 1. Demir gibi sağlam ve atak. 2. Demirden yapılmış ok.
OKER:
(Tür.)
Er. - Hızlı, canlı, hareketli kimse.
OKERGÜN: (Tür.) Er. - Ok ergin.
OKGÜÇ:
(Tür.)
Er. - Ok gibi güçlü ve hızlı.
OKHAN:
(Tür.)
Er. - Hızlı, atak ve güçlü lider, han.
OKKAN:
(Tür.)
Er. - Ok kan.
OKMAN:
(Tür.)
Er. 1. Ok gibi hızlı, güçlü kimse. 2. Okçu. Kemankeş.
OKSAL:
(Tür.) Er. - Ok sal.
OKSALMIŞ: (Tür.) Er. - Ok atmakla meşhur.
OKSAR:
(Tür.)
Er. - Ok atışına hazırlan.
OKSAY:
(Tür.)
Er. - Ok ve Say'dan birleşik isim.
OKSEV:
(Tür.)
Er. - Ok ve Sev'den birleşik isim.
OKSEVEN: (Tür.) Er. - Ok seven.
OKSU:
(Tür.)
Er. - Hızlı ve düzenli akan su.
OKŞAK: (Tür.) Er. 1. Benzeyiş. 2. Benzeyen, andıran.
OKŞAN:
(Tür.) Ka. - Daima övülen, beğenilen insan ol.
OKTAN:
(Tür.)
Er. - Ok tan.
OKTAR:
(Tür.)
Er. - Ok tar.
OKTAY:
(Tür.)
Er. - Öfkeli, sinirli,
kızgın.
OKTUĞ:
(Tür.) Er. -
Ok tuğ.
OKTUNA:
(Tür.) Er. -
Ok tuna.
OKTÜRE:
(Tür.) Er. -
Ok türe.
OKTÜREMİŞ:
(Tür.) Er. -
Ok türemış.
OKUŞ: (Tür.) Er. 1. Zeka, akıl, anlayışlılık (Öküs'ten).
2. Çağrı, davet.
OKUŞLU: (Tür.) Er. - Zeki, akıllı, anlayışlı.
OKUTAN:
(Tür.)
Er. - Eğitici, öğretmen.
OKUTMAN: (Tür.) Er. - Okutan, öğreten, öğretmen.
OKUYAN:
(Tür.)
Er. 1. Okumayı seven. 2. Çağıran, davet eden.
OKYALAZ: (Tür.) Er. - Ateş gibi canlı ve çabuk.
OKYAN:
(Tür.)
Er. - Ok yan.
OKYANUS: (Yun.) - Ana karaları birbirinden ayıran büyük deniz. - Erkek ve
kadın adı olarak kullanılır.
OKYAR:
(Tür.)
Er. - Ok yar.
OKYAY:
(Tür.)
Er. - Ok yay.
OLCA:
(Tür.)
- Savaşta düşmandan ele geçirilen mal, ganimet. - Erkek ve kadın
adı olarak kullanılır.
OLCAY:
(Tür.)
Ka. - Baht, talih, ikbal.
OLCAYTU: (Tür.) Er. - Bahtlı, şanslı, talihli.
OLCAYTUĞ: (Tür.) Er. - (bkz. Olcaytu).
OLCUM:
(Tür.)
l. Eli işe yatkın, becerikli, usta. 2. Kendini olduğundan üstün
gösteren. 3. Hekimlik taslayan kimse. - Erkek ve kadın adı olarak
kullanılır.
OLDAÇ:
(Tür.)
Er. - Şişman, büyümeye, gelişmeye elverişli olan.
OLGAÇ:
(Tür.)
Er. - Olgun, yetişkin, iyi gelişmiş.
OLGUN:
(Tür.)
- Bilgi, görgü ve hoşgörüsü gelişmiş kimse. - Erkek ve
kadın adı olarak kullanılır.
OLGUNAY: (Tür.) - Olgunay, dolunay. - Erkek ve kadın adı olarak
kullanılır
OLGUNER: (Tür.) Er. - Olgun er. Yetişmiş, iyi gelişmiş kimse.
OLGUNSOY: (Tür.) Er. - Tanınmış soydan gelen.
OLGUNSU: (Tür.) Er. - Olgunsu
OLSAR:
(Tür.)
Er. - Adın duyulsun.
OMAÇ:
(Tür.)
- Hedef, gaye, amaç. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
OMAY:
(Tür.)
1. Seçkin, seçilmiş. 2. Özet, öz. - Erkek ve kadın adı olarak
kullanılır.
ONAR:
(Tür.)
- Daha iyi bir duruma giren, mutlu olan. Hastalıktan, dertten kurtulan. -
Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ONARAN:
(Tür.)
Er. 1. Düzelten, yararlı bir duruma getiren. İyileştiren, tedavi
eden. 2. Başaran, bitiren.
ONAT:
(Tür.)
1. İyi, güzel, düzgün. 2. İyi yaratılışlı. 3.
Doğru, dürüst nitelikli. 4. Kolay. - Erkek ve kadın adı olarak
kullanılır.
ONATKAN: (Tür.) Er. - Onat kan. Temiz, dürüst soydan gelen.
ONATSÜ:
(Tür.)
Er. - Güzel, dürüst asker. Nitelikli asker.
ONAY:
(Tür.).
-Uygun bulma, onaylama. Uygun yerinde. - Erkek ve kadın adı olarak
kullanılır.
ONBULAK:
(Tür.) Er. -
On bulak.
ONGAR:
(Tür.) Er. -
Kurtuluş.
ONGAY:
(Tür.) Er. - Kolay.
ONGU:
(Tür.) Ka. 1. Gönül rahatlığı,
mutluluk, sağlık. 2. Bayındırlık,
gelişmişlik.
ONGUN:
(Tür.) 1. Eksiksiz, tam. 2. Verimli, bol,
Bayındır. 3. Kutlu, uğurlu, beğenilen. 4. Kurtulmuş,
onmuş. 5. Gelişmiş, gürbüz. - Erkek ve kadın adı
olarak kullanılır.
ONGUNALP:
(Tür.)
Er. - Kutlu, uğurlu,
beğenilen yiğit.
ONGUNER:
(Tür.) Er. - Gelişmiş, gürbüz genç.
ONGUNSU:
(Tür.) Er. - Bol ve gür akan su.
ONGÜNER:
(Tür.) Er. - Ongün-er.
ONGÜNEŞ:
(Tür.) Er. - Ongün-eş.
ONUK:
(Tür.) Er. - Sevgili, aziz.
ONUKER:
(Tür.) Er. - Onuk er. Sevilen, sevgili insan,
saygı değer.
ONUKTEKİN:
(Tür.) Er. - Sevilen,
sayılan güvenilir, emin insan.
ONUL:
(Tür.) - İyileş, iyi ol,
sağlıklı ol. - Erkek ve kadın adı olarak
kullanılır.
ONULTAN:
(Tür.) Er. - İyileştiren, düzelten,
sağlığına kavuşturan.
ONUR:
(Tür.) Er. 1. İnsanın kendisine
karşı duyduğu saygı. 2. Başkalarının
gösterdiği saygının dayandığı değer,
şeref.
ONURAD:
(Tür.) Er. - Onuruyla tanınmış
ad.
ONURAL:
(Tür.) Er. - Şan, şeref kazan.
ONURALP:
(Tür.) Er. - Onuruyla tanınmış
kimse. Yiğit ve onurlu.
ONURHAN:
(Tür.) Er. - Onurlu han, hükümdar.
ONURKAN:
(Tür.) Er. - Onurlu, soylu kandan gelen.
ONURSAL:
(Tür.) Er. - Onurla ilgili. Saygı için
verilen san.
ONURSAN:
(Tür.) Er. - Onuruyla
tanınmış, şerefli.
ONURSAY:
(Tür.) Er. - Onur say.
ONURSEV:
(Tür.) Er. - Onur sev.
ONURSOY:
(Tür.) Er. - Onurlu soydan gelen.
ONURSU:
(Tür.) Er. - Onur su.
ONURSÜ:
(Tür.) Er. - Onurlu asker.
ORAK:
(Tür.) Er. 1. Ekin biçme zamanı, hasat.
2. Ekin biçme aracı.
ORAL:
(Tür.) Er. - Kuleyi, şehri ele geçir,
zaptet.
ORALMIŞ: (Tür.) Er. Kale, şehir
almış.
ORAN:
(Tür.) Er. 1. Ölçü, nispet, derece. Ölçülü,
hesaplı. 2. Tahmin. 3. Anlayışlı. 4. Abartma, abartı.
5. Özel işaret, nişan.
ORAY:
(Tür.) 1. Ateş gibi kızıl
renkte ay. 2. Şehirli, şehirde yaşayan. -Erkek ve kadın
adı olarak kullanılır.
ORBAY:
(Tür.) Er. - Ordu komutanı. Ordu beyi.
ORBEK:
(Tür.) Er. - Şehir beyi.
ORBEY:
(Tür.) Er. - Bekçi muhafız.
ORCAN:
(Tür.) Er. 1. Bey can. 2. Üstün, kıdemli
kişi.
ORCANER:
(Tür.) Er. - (bkz. Orcan).
ORÇUN: (Tür.) Er. - Ardıllar, halefler.
ORGUN:
(Tür.) Er. - Gizli saklı.
ORGUNALP: (Tür.) Er. - Orgun alp.
ORGUNTAY: (Tür.) Er. - Orgun tay.
ORGÜL:
(Tür.)
Ka. - Ateş gibi kırmızı renkte gül.
ÖRGÜN:
(Tür.) Er. - Sıcak gün.
ORGUNALP: (Tür.) Er. - Örgün alp.
ORHAN:
(Tür.)
Er. - Şehrin yöneticisi, hakimi. Orhan Gazi: Osmanlı
imparatorluğunun ikinci padişahı.
ORHON:
(Tür.) Er. - (bkz. Orhun).
ORHUN:
(Tür.) Er. 1. Orta Asya'da bir ırmak. 2. Orta Asya Türklerinin
kullandığı en eski yazı. 3. Yüksek, yüce Hun
anlamında.
ORKAN:
(Tür.) Er. - Or kan.
ORKİDE: (Fran.) Ka. - Çiçeklerinin güzelliği nedeniyle seralarda
yetiştirilen değerli bir süs bitkisi.
ORKUN:
(Tür.) Er. - (bkz. Or hun).
ORKUT:
(Tür.)
Er. - Kutlu, uğurlu şehir.
ORKUTAY:
(Tür.) Er. - Or kut ay.
ORTAÇ:
(Tür.) Er. 1. Tepe, ozanların bulunduğu. 2. Mirasçı. 3. Veliaht.
4. Sıfat fiiller.
ORTAN:
(Tür.) Er. - Ateş renginde kızıl tan.
ORTANCA:
(Tür.) 1. Pek çok türü bulunan süs bitkisi. 2. Yaş bakımından üç
kardeşin büyüğü ile küçüğü arasındaki kardeş.
İsim olarak kullanılmaz.
ÖRTÜN:
(Tür.) Er. - Ortanca kardeş.
ORTUNÇ:
(Tür.)
Er. - Ateş renginde tunç.
ORUÇ:
(Tür.) Er. - İslam'ın beş şartından birisidir. Tan
yerinin ağarmasından güneş batana kadar Allah rızası
için yiyip içmekten cinsi münasebetten sakınmak. İbadet. Savm. -Oruç
Reis; Önceleri Cezayir'de olup daha sonra Osmanlı donanmasına
katılan ünlü denizci.
ORUK:
(Tür.) Er.l. Aile, oymak. Göçmen olarak gelip bir yere yerleşen. 2. Yol,
çare, imkan.
ORUN:
(Tür.) Er. 1. Özel, yer. Önemli bir görevlinin
çalıştığı yer, makam. 2. Gizli, habersiz. 3. Huy,
yaratılış.
ORUS:
(Tür.)
Er. - Eski uygur adlarındandır. "Talih, baht, saadet" anlamındadır.
ORUZ:
(Tür.) Er. - Düşün, düşünce.
OSKAN:
(Tür.) Er. - Akıllı.
OSKAY:
(Tür.) - Neşeli, mutlu. - Erkek ve kadın adı olarak
kullanılır.
OSMAN:
(Ar.) Er. 1. Bir tür kuş ya da ejderha. 2. Hz. Muhammed (s.a.s)'in
damadı ve Hz. Ömer'den sonra devlet başkanı olan III. halife. 3.
Osmanlı devletinin kurucusu, Osman Gazi.
OTAC:
(Tür.). - Hekim, doktor. - Erkek ve kadın adı olarak
kullanılır.
OTARAN:
(Tür.) Er. - Hayvanları otlatan çoban.
OTAY:
(Tür.) - Ateş renginde ay. -Erkek ve kadın adı olarak
kullanılır.
OYA:
(Tür.)
Ka. 1. Genellikle ipek ibrişim kullanılarak iğne, mekik,
tığ ya da firkete ile yapılan ince dantel. 2. İnce, güzel,
nazik.
OYAL: (Tür.) - Oy al. - Erkek ve kadın
adı olarak kullanılır.
OYALP:
(Tür.)
Er. - Oy alp.
OYANALP: (Tür.) Er. - Oğan alp. Güçlü yiğit.
OYHAN:
(Tür.)
Er. - Oy han.
OYKAN:
(Tür.)
Er. - Oy kan.
OYKUT:
(Tür.)
Er. - Oy kut.
OYLUM:
(Tür.)
1. Vadi, koyak. Çukur, oyuk. 2. Bir cismin uzayda kapladığı
boşluk. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
OYMAN:
(Tür.)
Er. - Görüş, düşünce sahibi.
OYTUN:
(Tür.)
1. Kutsal, mübarek. 2. Beğenilen, güzel yer. Alçak yer, ova. - Erkek ve
kadın adı olarak kullanılır.
OYTUNÇ:
(Tür.)
Er. - Oy tunç.
OYUM:
(Tür.)
- Oymak işi. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
OZAN:
(Tür.)
Er. 1. Şiir yazan, şair. Halk şairi. 2. Şakacı,
tatlı, güzel konuşan.
OZANALP: (Tür.) Er. - Şiir söyleyen tatlı dilli yiğit.
OZANER:
(Tür.)
Er. - Ozan er.
OZANSOY: (Tür.) Er. - Güzel konuşan, şiir yazan bir soydan gelen.
OZANSÜ:
(Tür.)
Er. - Güzel konuşan, şiir yazan asker.
OZGAN: (Tür.) Er. - Öne geçen, kazanan, başarılı.